Bir Sezen Aksu şarkısı eşliğinde okudum Ayşe Arman'ın Meryem Uzerli ile yapmış olduğu röportaj yazılarını... Erkeklerin garip bir egoları var, yanımda güzel kadın dolaştırayım, ele güne karşı şöyle de güzel bir portre çıkartayım ortaya, ohhh değmeyin o zaman keyfime gibi...
Ruhu yaralı her kadın içindekileri bir şekilde dökmek ister elbette. Aslında bunun kadın ya da erkek olma durumuyla da ilgisi yoktur. İnsan içinde tutamayacağı konuları paylaşmak ister, konuşmak ister. Aksi olduğunda beyninde dolananlarla psikolojik sorunlar yaşamaya güzel bir davetiye çıkarır... Magazin sayfaları da bu haberleri hiç kaçırmaz ama bu haberin magazinden öte çok daha insani bir tarafı var bence...
Zayıf bir anımda çıktı karşıma demiş Ayşe Arman'a verdiği röportajında Meryem Uzerli ve de eklemiş; "Kilomdan dizi değil, Can memnun değildi! Kıyafetlerimi eleştiriyordu! Benimle fotoğraf karesi vermekten mutlu oluyordu sadece! Yemeğimizi yedikten sonra o evine ben otel odama gidiyordum! Beni bir doğum gününde öylece bırakıp gitti! Ben kendi sorunlarımı bırakıp onunla ilgilendim! Kürtaj olmam lazımmış..." anlatmışta anlatmış tüm açıklığı ile...
En meraksızımız bile birkaç cümle okumuştur diye düşünüyorum Meryem Uzerli röportajını, çünkü bu başa gelebilecek bir durumdu... Sende bir adamı sevebilirdin, sende hamile kalabilirdin, sende ayrılabilirdin ve sen de doğursam mı yoksa doğurmasam mı diye cümleler kurarken sevdiğin adam tarafından kürtaj yaptırman gerek diye baskı altında olabilirdin. Bir de işin aile boyutu varki ona hiç girmiyorum bile. Ailen senin bu davranışını nasıl karşılayacak? Eminimki birçoğumuzun ailesi böyle bir durumda "Gözüm görmesin seni" cümlesini kurabilecek kadar net ve otoriter ve bir o kadarda gelenekçi. "Elaleme ne deriz?"i düşünenlerden yani. Seni de hiç affetmeyecekler belkide... Değer mi bir adam için?
Kadınsın ve erkekten daha duygusalsın. Güçlü kadın hikayesinin altında yatan esas kadınsın sen, güçlüsün ama erkeğin gücünden güç almak isteyensin. Birine güvenip, sol yanında olmayı isteyensin, bu kadar hepsi aslında.
Farklı çalışan bir beynimiz var bizim, ey erkek derdin ne senin bizimle? Neden uğraşırsınki seni seven kadınla? Neden istemiyorum cümlesini kurmak bu kadar kolay olurki senin için?
Hani bir laf vardır ve de çok da doğru söylenmiştir ya; "Bekara boşamak kolaydır" diye. Konuşmak çok kolay şimdi bizim için... Hepimiz ahlak bekçisiyiz, sorup sorguluyoruz, ben olsaydım diyoruz. Ama biz o değiliz, o da biz. Bu cümleler hiçbir işe yaramaz.
Bu olaydan herkesin öğrendiği: "Tükenmişlik sendromu!" Herkes yorum yapabilir artık ama sadece bu sendrom hakkında... İyi bakın kendinize, bir tek iyi gelen yine kendimiziz, kendimize.
Merhaba Aslıhan,
YanıtlaSilYazını çok beğendim. Özellikle son kısmındaki '' İyi bakın kendinize, bir tek iyi gelen yine kendimiziz, kendimize'' cümlene bayıldım.
Kendimize iyi bakmamız gerektiği ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
Sevgiler,
Daimi okuyucun Nurten Karahan