Açıkhava’daki hiçbir etkinliği kaçırmadığımı ve her seferinde tüm Açıkhava etkinliklerine “Şiddetle evet!” dediğimi bilmeyen yok artık. İşte bu akşamda bu cümlemi yineledim, çünkü sahnede yılların eskitemediği Ajda Pekkan vardı.
Sahneye siyah ve gayet seksi bir elbiseyle çıktı. Elbisesine lafım yokta o botlar bana abartı geldi ama Ajda Pekkan bu ne giyse yakışır cümlesi de kurduttu iç sesim.
Sahne tam da ona yakışır şekilde hazırlanmıştı. 3 saat boyunca doyumsuz bir eğlence sundu izleyenlerine. Hani belli bir kısmın kurduğu cümleler varya güzelliğine dair; “her tarafı estetik” cümleleri kuruluyor ya hani tam da bu noktada onlara şöyle bir sorum olacak: Ruhunu ya da enerjisini de estetik yaptırmış mıdır? Ne dersiniz? Altmış yaşını geride bırakmış bir kişi için bence olabilecek en yüksek performansın sahibesiydi bu gece kendisi. Bu yüzden estetik yaptırmış, o yüzden güzelmiş cümlelerinin üzerini çizip geçiyorum. Mükemmel bir vücudu vardı, haliyle kıyafeti de süper duruyordu.
Birinci yarının sonlarına doğru sahneye Sinan Akçıl’ı çağırdı ve birlikte “Cumartesi” şarkısını söylediler. Ebru Gündeş’in şarkısından sonra bir tane daha “cumartesi” şarkısı hayatımıza girmiş bulunmakta. Kıyaslama yapmıyorum asla, ikisinin tarzı da çok farklı ama şarkının adını anons ettiğinde: “Hadi bakalım ikinci bir “cumartesi” şarkısı da geldi” diye geçirdim içimden.
Bu gece çok eğlenceli unutalım bitirmeyi
Soğumadan koştum sana ayak değil bu kalp sesi
Uykuyu düşünme hiç bugün daha cumartesi…
Veee ikinci yarıya bomba gibi başladı, çünkü sahneye Ozan Doğulu’nun remix’i ile çıktı bembeyaz tulumuyla.
Alkışlar bu gece Açıkhava’da Ajda Pekkan içindi. Konser sonrası evime geldiğimde geceyi değerlendirdiğimde ise şunlar geçti aklımdan:
Sahne çok güzel hazırlanmıştı,
Aradaki boşlukta mükemmel bir tango şovu vardı,
Şarkı söylerken kendinden geçen Ajda Pekkan, konuşurken sessiz olmayı tercih etti,
Bu geceki favorim Tarkan’ın şarkısı Yakar Geçerim’di,
Açıkhava sahnesini ilk kez bu kadar kalabalık görmüştüm,Dipnot: Ajda Pekkan’ın bir röportajında sahnede milyonlarla birlikute olduğu ancak evine gittiğinde sadece kedimle birlikteyim.” Demişti. Hangi zaman diliminde ve hangi gazetede okuduğumu bilmiyorum ama bunu da paylaşmak istedim. Neyi mi anlatmak istedim? Neyi anlamak istediğinle doğru orantılı… Yorumsuz!
Dipnot: Konser sırasında fotoğraf çekmek için en öne geçtiğimde tanımadığım bir foto muhabiriyle diyalogum oldu, paylaşmasam olmaz.
Foto Muhabiri: Firikik mi çekmeye çalışıyorsun sen de?
Ben: Anlamsızca baktım yüzüne.
F:M.: Ben Habertürk Magazin muhabiriyimde firikik bekliyorum, işim bu.
B.: Hımmm, anladım ama ben firikik yakalamak için uğraşmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder