Aslıhan GÜNDÜZ / 29.05.1986 sabaha karşı 1,5 kg ve 7 aylık
Gün benim günüm olunca anlatması hem kolay hem de zor oluyor.
25 yıl nasıl özetlenebilir ki şuradaki üç satırlık cümlelerime?
Sizce de imkansız değil mi?
25 yıl nasıl özetlenebilir ki şuradaki üç satırlık cümlelerime?
Sizce de imkansız değil mi?
Ama o 25 yıl içinde iyiki de hayatıma kattığımı düşündüğüm, değer verdiğim arkadaşlarımı yani dostlarımı anlatmayla başlayabilirim belki bir derecede olsa...
“Dost” kelimesinin tam karşılığını veriyor olmak, onu alıyor olmak mükemmel bir his. Belki de yanında “dost”muş gibi görünen insanların olduğu kişilerdenseniz bu cümlelerimi abartı bulabilirsiniz ama bunlar bence onları anlatmada yetersiz kalan cümleler…
Ağladığında yanında olan,Güldüğünde kahkahanı çoğaltan,
Sevincini hep artarak paylaşan,
Sıkıntını hep azaltarak dinleyen,
Anlattıklarını anlamaya çalışan,
Öylesine cümleler kurmak yerine, sana yol gösteren sözler söyleyen,
Yanlışını “haklısın”la değil de “bu olmaz,”la düzelten,
Yoldan çıkmak yerine, yola sokan ve
”Arkadaşım” olmak yerine “dostum” olmayı tercih eden en değer verdiklerim vardı yanımda bugün, sürpriz doğum günü kutlamam için.
Sürpriz bir Doğum günü kutlaması hem de en değer verdiğin insanlar tarafından yapılması paha biçilemez bir haz. Neler mi yaptılar?
Sınavlar için öğlen evimde değildim. Benim arada olmadığım zaman diliminde Annem ve babamla plan yapan dostlarım yani Özlem, Esra, Sema ve Zebuş eve girdiğim de “İyi ki doğduuuun” cümleleriyle karşıladılar. Biliyordum doğum günümü es geçmezlerdi mutlaka birlikte bir şeyler yapardık ama evde olmalarını beklemiyordum açıkçası bu yüzden de şaşırdım biraz ve çok mutlu oldum tabiî ki :)
İçeri girdiğimde bu içten gülümsemeye harika bir pasta eşlik ediyordu. “İyiki doğdun Rüzgar Cadısı” yazdırarak yine beni çok mutlu ettiler. Artık hepiniz biliyorsunuz “Rüzgar” takıntımı ve kızlarda atlamamışlardı işte.
Dilek tutmadan pasta üflenmez tabiî ki. Bir sürü değil tek bir dilek diledim. Olur mu? İnancım var… Zaman, bekleyelim de görelim bakalım…
Her şey bittikten, yani pasta yendikten, sohbet edildikten ve gün kutlandıktan sonra evden çıkma vakti geldiğinden kaçtık gittik canlı müzik dinlemek için bir yerlere, orda da çok eğlendik. Bir de bugüne özel şarkımız oldu:
Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgarlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken
Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken
Nasıl içten söyledik hepimiz :)
Dedimya dostlarım yanımdaydı nasıl kötü bir yaş günü geçirebilirdimki…
Ama unutmamam gereken bir isim daha var aslında sevgili Kuzen’im Dilek o da. Çok güzel bir çiçek gönderdi bana içinede çok güzel dileklerini yazmış.
Mesaj atan, arayan, internetten kutlayan kısacası hatırlayan herkese çok teşekkür ederim… Yalnız olmadığını bilmek, hatırlanır olmak çok keyif verici. Mutluyum çünkü dostlarım her daim yanımda
Ağladığında yanında olan,Güldüğünde kahkahanı çoğaltan,
Sevincini hep artarak paylaşan,
Sıkıntını hep azaltarak dinleyen,
Anlattıklarını anlamaya çalışan,
Öylesine cümleler kurmak yerine, sana yol gösteren sözler söyleyen,
Yanlışını “haklısın”la değil de “bu olmaz,”la düzelten,
Yoldan çıkmak yerine, yola sokan ve
”Arkadaşım” olmak yerine “dostum” olmayı tercih eden en değer verdiklerim vardı yanımda bugün, sürpriz doğum günü kutlamam için.
Sürpriz bir Doğum günü kutlaması hem de en değer verdiğin insanlar tarafından yapılması paha biçilemez bir haz. Neler mi yaptılar?
Sınavlar için öğlen evimde değildim. Benim arada olmadığım zaman diliminde Annem ve babamla plan yapan dostlarım yani Özlem, Esra, Sema ve Zebuş eve girdiğim de “İyi ki doğduuuun” cümleleriyle karşıladılar. Biliyordum doğum günümü es geçmezlerdi mutlaka birlikte bir şeyler yapardık ama evde olmalarını beklemiyordum açıkçası bu yüzden de şaşırdım biraz ve çok mutlu oldum tabiî ki :)
İçeri girdiğimde bu içten gülümsemeye harika bir pasta eşlik ediyordu. “İyiki doğdun Rüzgar Cadısı” yazdırarak yine beni çok mutlu ettiler. Artık hepiniz biliyorsunuz “Rüzgar” takıntımı ve kızlarda atlamamışlardı işte.
Dilek tutmadan pasta üflenmez tabiî ki. Bir sürü değil tek bir dilek diledim. Olur mu? İnancım var… Zaman, bekleyelim de görelim bakalım…
Her şey bittikten, yani pasta yendikten, sohbet edildikten ve gün kutlandıktan sonra evden çıkma vakti geldiğinden kaçtık gittik canlı müzik dinlemek için bir yerlere, orda da çok eğlendik. Bir de bugüne özel şarkımız oldu:
Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgarlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken
Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken
Nasıl içten söyledik hepimiz :)
Dedimya dostlarım yanımdaydı nasıl kötü bir yaş günü geçirebilirdimki…
Ama unutmamam gereken bir isim daha var aslında sevgili Kuzen’im Dilek o da. Çok güzel bir çiçek gönderdi bana içinede çok güzel dileklerini yazmış.
Mesaj atan, arayan, internetten kutlayan kısacası hatırlayan herkese çok teşekkür ederim… Yalnız olmadığını bilmek, hatırlanır olmak çok keyif verici. Mutluyum çünkü dostlarım her daim yanımda
Teşekkürler ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder