Röportajın sırasını değiştirip, önce kareleri ve neler anlattığını yazdım size...
Muhteşem bir kare demek istedim aslında resimlere ama durup düşününce aslında çok acı verici olmasından kaynaklı çok kötü demek istedim. Evet kötü demek istedim, çünkü bu nasıl bir şiddettir diye geçirdim içimden çok yüksek bir ses tonuyla hem de. Ümit Karalar’la çekim anını, süreci ve ünlülerin yaklaşımlarını konuştuğumda, bana mailine gelen şu yorumu söylemesiyle bir kez daha düşünmemiz gerektiğinin farkına varıyorsunuz. Mailde; Bir kadın şiddete maruz kaldığını anlatmış -ki bu kişi üniversite mezunu, ekonomik özgürlüğü olan biri.- "Eşimden şiddet görüyorum. Gazetede fotoğrafları gördüğümde tüylerim diken diken oldu, bu duyguyu yaşatmışsınız, çok teşekkür ederim." Sonunda da şunu yazmış; "ben de uygulanan şiddet sonucu çok büyük hazarlar ve değişiklikler var. Bunu da şöyle açıklayayım; araba kullanırken her saniye acaba ölecek miyim tedirginliğiyle araba kullanıyorum." Bu çok korkunç bir şey. Bundan çıkan sonuç ise şiddetin hiçbir sosyal sınıfa hitap etmediği, her kesimde maalesefki bu tür olayların yaşadığı…
Deniz Çakır’ın karesiÇok profesyonel biri işinde. Fotoğraflarını çektikten sonra hangi kare olacağına çok zor karar verdik. Benim bir şey söylememe gerek kalmadan yerlere yattı. O acıyı, duyguyu çok iyi yansıttı. Bu karede kadının kendine verdiği zararı anlatmak istedik.
Gökçe Bahadır’ın karesi
Kadının gördüğü şiddet sonucu kendini intihara sürüklemesini anlatıyor bu kare.
Münire Apaydın’ın karesi
Fotoğraftaki gözyaşları kendi gözyaşları. Burada şiddetli bir duygu var. Ağlamaktan helak olmuş bir kadın görüyoruz.
Şiddet sergisine gelin, çünkü hiçbir zaman kadınları böyle görmediniz. Bu kadar derin duyguları yansıtan fotoğraflara bakıp, özellikle erkekler düşünmeliler.
Gözde Kansu’nun karesi
Kadın şiddete maruz kalıyor ve psikolojisi bozuluyor. Bazen kendini sigaraya, yemeğe, alkole verebiliyor. Şiddet uygulandıktan sonra kadının kendini yemeğe vermiş hali bu da.