Sayfalar
***
Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.
...
27 Ekim 2014 Pazartesi
İlişkini Kurtar
Çok yönlü olan arkadaşım Işıl Evrim Akgün yine yaptı yapacağını ve iddialı bir kitap yazdı. İlişkilerde kişilerin, ilişkinin atardamarlarını mutlaka ve mutlaka bilmesi gerektiğini, eğer bu bilinirse kurtarılamayacak bir ilişkinin olmadığını ve bu konuda da iddialı olduğunu söylüyor. Önce röportajımızı, ardından da kitabını okumanızı öneririm...
Sevgili arkadaşım ismin artık aşkla özdeşleşti buna ne diyeceksin?
Belki aşka hala çok inandığım ve ilişkilerin aşk dolu olmasını hala savunduğum için olabilir. Biliyorsun kitaplarımda kendi aşk hayatımı ve aşka bakış açımı hep anlatıyorum bu nedenle de okuyucu beni aşkla çok özdeştirdi.
Sen şimdi aşk psikoloğu musun?
Evet bir haberde benim için öyle başlık atılmıştı... Ben de bu yakıştırmayı sevdim açıkçası ve son kitabımın ismine ekledik. Kitaplarım hep aşkın psikolojik boyutunu anlatıyor. Bu da etken olsa gerek.
Kitabının ismi “ilişkini kurtar” Sence ilişkiler kurtarılmalı mı?
Bu çok kişisel bir şey ben mutlaka ilişkinizi kurtarın demiyorum ama ilişkisini kurtarmak istediği halde ne yapacağını bilemeyen birçok çift var. Ve aslında ilişkilerin atardamarlarını bilirlerse kurtarılamayacak ilişki yok. Bu konuda da çok iddialı konuşabilirim.
Biz kadınlara özel taktikler var mı içerisinde?
Aksine taktikleri çöpe atıyoruz, her taktiğin bir bedeli vardır mutlaka. Çünkü taktiklerde mış gibi yapılır ve uzun vadede insanları hem oyunlara sokar hem de mutsuzlaştırır. Ben kitabımda insanlara egonun oyunlarına düşmemenin yollarını gösteriyorum.
Nasıl?
İlişkilerin iki püf noktasını anlatıyorum yani bilinçaltı ve egoyu. Hem de kimsenin anlatmadığı kadar derinlemesine ve detaylı, kolay anlaşılır biçimde. Bilinçaltı doğduğumuz andan itibaren kayda başlıyor ve her şeyi çağrışımlarla kodluyor. Yani babanız çapkınsa, erkeklere güvensiz olmanız gerektiğini, anneniz bu çapkınlığa rağmen evde kırıp dizini oturuyorsa da erkeklerin çapkınlıklarına göz yummanız gerektiğini kodluyor. Bir de bakıyorsunuz ki çocukluk döneminizdeki bu rol model aldığınız (bilinçsizce) ilişki modelinin sonucunda anne ve babanız hala bir arada babanız şu an gelmiş 50’li yaşlara ve artık annenizin kıymetini biliyor. Oh bakın bir de sonucun güzelliğine odaklanarak bu sürecin aslında ilişkide geçici olduğunu kodladınız. Ne mutlu size bir kadın olarak tüm ilişkilerinizi aynı bu şekilde kurabileceğinize bir erkekseniz de asla tek eşli olamayacağınıza dair bir sürü kodunuz var artık. Bu sadece bir örnekteki sayısız kodun oluşumu. İşte sonra çapkın ve elde tutulması zor erkekleri “aşk” adı altında deneyimleyip duracaksınız. Tabi farkındalığı yüksek biriyseniz bu kodlarınızı değiştirebilirsiniz. Aman ne de olsa tüm ilişkiler böyle gibi bir inanca kapılıp mutsuzluğa sürüklenmeyeceksiniz… Tabi olay bunla da bitmiyor bir de egonun sinsiliği var ki özellikle bu benim de kendi yaşamımda çok muzdarip olduğum bir alandır. Ego sürekli kendini daha iyilerle kıyaslar ve sizin en iyi hak ettiğinize inandırır. Her şeye sahip olma hakkı gibi, yani çok iyi bir ilişkide bile eksik yönleri sürekli dır dır başınızı yiyerek iç sesiniz, huzursuzluk, uykusuzluk vs. gibi yöntemlerle karşınıza çıkartarak ilişkinizi sabote eder.
İlk iki kitabını da okudum ve bence çok fazla mutluluk formülleri içeriyor. Mutluluk olmayan hiçbir şeye hayatında yer vermiyorsun sanırım.
Elbette hepimiz çok kıymetliyiz tüm mutsuzluklarımızın kaynağı dış dünyaya özümüzden fazla kıymet vermemiz. Halbuki ilişkiler için de hayatımızdaki diğer şeyler için de geçerli olan bir şey var ki mutluluk içermeyen hiçbir şey kalıcı olamaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder