Kadının narin olduğunu, hassas olduğunu, her işin üstesinden geldiğini, ürettiğini, anladığını, akıllı olduğundan sustuğunu, çekip çeviren olduğunu, törelerin kadınların canını almaması gerektiğini, bırakın dayak yemeği kötü bir kelimeyi bile hak etmediğini anlayabilen erkeklerin, zamanla arttığı günleri görmeyi dileyerek hepimizin bu özel gününü kutlarım...
Nazım Hikmet Ran ne kadar da güzel yazmış:
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.
Bir not; kadınların hayallerine dokunun!
Son bir cümle daha: Samimi, huzurlu ve güven veren bir yerdeyseniz, oraya mutlaka bir kadın eli değdiğini bilirsiniz, çünkü kadın doğanın en büyük sihridir.
Son bir cümle daha: Samimi, huzurlu ve güven veren bir yerdeyseniz, oraya mutlaka bir kadın eli değdiğini bilirsiniz, çünkü kadın doğanın en büyük sihridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder