Danilo Zanna ile Anne Bebek Dergisi’nin 194. sayısı için bir araya geldik ve cok güldük, çok eğlendik, keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik.
Danilo İtalyan bir şef, ülkemize gezmeye geldiğinde eşine aşık olmuş ve hayatının akışı değişmiş. Onu ekranlarla tanıştıran isim ise Derya Baykal olmuş. Detayları Şubat sayımızdan okuyabilirsiniz ama “Peki röportaj sırasında neler oldu?” derseniz, okumaya devam edin derim…
Kendisine baba oğul özel bir yelek ve papyon hazırlamıştık ama bedeni olmadı, başıma da ilk kez böyle bir olumsuzluk geldiğinden dolayı moralim hemen düştü. Çünkü çok özenmiştik, özel dikim yaptırmıştık hatta yelekler için çekim tarihimizi bile ertelemiştik. Olmama ihtimalini hiç düşünmemiştim… Ben evin içinde “Yaa çok üzüldüm şimdi.” diyerek dolanırken Danilo; “Olsun, moral bozmak yok, papyonlarla da güzel oluruz.” diyerek bizi toparladı hemen ve evi bir anda savaş alanına çevirdi. Savaş alanı diyorum, çünkü koltuk ve masa kendini bir anda evin ortasına buldu. Fotoğraflar için uygun alanı oluşturduktan sonra da başladık kendisini çekmeye. Oğlu ve eşi ile bize çok güzel kareler verdiler. Fotoğraf çekimleri sırasında oğluyla gitar çaldı, şarkı söyledi, biraz İtalyanca biraz Türkçe konuştu, hep güldü ve güldürdü.
Fotoğraf çekimi bittikten sonra evi eski haline getirdik ve kış soğuğuna inat içeri vuran güneşin sıcaklığı eşliğinde çayımızı kahvemizi içtik. Eşi Tuğba Hanım, son derece misafirperver biri. Çayımızın yanına atıştırmalık bir şeyler koymayı da ihmal etmedi. Sohbet ederken de Danilo “Allah aşkına yiyin” diye ısrar edince bastık kahkahayı. O kadar çok bizden biri olmuşki arada kullandığı kelimeler, değimler “Yok artık bu kadar da olmaz” dedirten türdendi.
Keyifli geçeceğini biliyordum ama bu kadar çok güleceğimi hiç düşünmemiştim. Olayları yarım Türkçe ile anlatışı, rahat tavırları, kırk yıllık arkadaşına çaya gitmişsin gibi sunduğu samimi halleri ile “Elin oğlu” olarak nam salan İtalyan Şef Danilo Zanna ile yaptığımız röportajı mutlaka okuyun derim.
Deşifre sırasında zorlanmadım desem yalan olur. Ama deşifresinde bile çok güldüm. Eğlenerek yazdım röportajımızı, umarım siz de keyifle okursunuz.
Zanna ailesine çok ama çok teşekkür ediyorum.
Fotoğraf: Şahver Koçulu
Danilo İtalyan bir şef, ülkemize gezmeye geldiğinde eşine aşık olmuş ve hayatının akışı değişmiş. Onu ekranlarla tanıştıran isim ise Derya Baykal olmuş. Detayları Şubat sayımızdan okuyabilirsiniz ama “Peki röportaj sırasında neler oldu?” derseniz, okumaya devam edin derim…
Kendisine baba oğul özel bir yelek ve papyon hazırlamıştık ama bedeni olmadı, başıma da ilk kez böyle bir olumsuzluk geldiğinden dolayı moralim hemen düştü. Çünkü çok özenmiştik, özel dikim yaptırmıştık hatta yelekler için çekim tarihimizi bile ertelemiştik. Olmama ihtimalini hiç düşünmemiştim… Ben evin içinde “Yaa çok üzüldüm şimdi.” diyerek dolanırken Danilo; “Olsun, moral bozmak yok, papyonlarla da güzel oluruz.” diyerek bizi toparladı hemen ve evi bir anda savaş alanına çevirdi. Savaş alanı diyorum, çünkü koltuk ve masa kendini bir anda evin ortasına buldu. Fotoğraflar için uygun alanı oluşturduktan sonra da başladık kendisini çekmeye. Oğlu ve eşi ile bize çok güzel kareler verdiler. Fotoğraf çekimleri sırasında oğluyla gitar çaldı, şarkı söyledi, biraz İtalyanca biraz Türkçe konuştu, hep güldü ve güldürdü.
Fotoğraf çekimi bittikten sonra evi eski haline getirdik ve kış soğuğuna inat içeri vuran güneşin sıcaklığı eşliğinde çayımızı kahvemizi içtik. Eşi Tuğba Hanım, son derece misafirperver biri. Çayımızın yanına atıştırmalık bir şeyler koymayı da ihmal etmedi. Sohbet ederken de Danilo “Allah aşkına yiyin” diye ısrar edince bastık kahkahayı. O kadar çok bizden biri olmuşki arada kullandığı kelimeler, değimler “Yok artık bu kadar da olmaz” dedirten türdendi.
Keyifli geçeceğini biliyordum ama bu kadar çok güleceğimi hiç düşünmemiştim. Olayları yarım Türkçe ile anlatışı, rahat tavırları, kırk yıllık arkadaşına çaya gitmişsin gibi sunduğu samimi halleri ile “Elin oğlu” olarak nam salan İtalyan Şef Danilo Zanna ile yaptığımız röportajı mutlaka okuyun derim.
Deşifre sırasında zorlanmadım desem yalan olur. Ama deşifresinde bile çok güldüm. Eğlenerek yazdım röportajımızı, umarım siz de keyifle okursunuz.
Zanna ailesine çok ama çok teşekkür ediyorum.
Fotoğraf: Şahver Koçulu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder